Regülasyonu kabaca tarifleyecek olursak; zorlayıcı duygusal durumlarda bozulan dengeyi yeniden sağlama, düzenleme çabası gibi tanımlayabiliriz. Duygu düzenleme veya regülasyon becerileri düşük düzeyde olan çocukların korku, üzüntü, öfke gibi duygularına verdikleri tepkilerde daha dikkatsiz ve ihmalkar oldukları görülmüş; ve bu çocuklarda içselleştirme veya dışsallaştırma davranışları gösterme eğilimlerinin olduğu belirtilmiştir (Hastings ve De, 2008). Dengeyi sağlamak bu bağlamda günlük aktivitelerimizi devam edebilmemiz için oldukça önemlidir. Bu sebeple özellikle çocuklar için faydalı olabilecek, daha önce eğitimlerde ve webinarlarda dinlediğim bazı önerileri paylaşacağım: Görselleri kaydırarak inceleyebilirsiniz…
Önce duyguyu tariflemek: Daha önce Nilüfer Devecigil’in bir konuşmasından öğrendiğim tatlı bir metafor var. Bundan faydalabilir ve duyguları tepkileri tarifleyerek başlayabilirsiniz.
Kırmızı: Bu alanda biri bize bir şey söylediğinde duymakta zorlanıyoruz (Örn: Genellikle öfke, hüsran vb duygularda)
Yeşil: Regüle haldeyken bu alanda oluyor, müzakere becerilerimizi kullanabiliyoruz. (Örn: Mutlu, sakin ve kontrollü zamanlarda)
Mavi: Donduğumuz, zorlandığımız yerler (Örn: Üzgün, yalnız hayal kırıklığı hissettiğimiz zamanlar)
Renkler arası geçişleri fark etmemiz neden önemli?
Kırmızı bölgedeyken davranışa dair yaptığımız açıklamaların aslında duyulmadığını görmemiz açısından önemli… Müzakere hamlelerimizi ışık yeşile döndüğünde, gücü çocukla paylaşarak yaptığımızda daha kalıcı sonuçlar elde etmiş oluyoruz.
Renkler arası geçişlerde regülasyon becerilerini henüz kazanamamış çocuğa destek olarak, zorlandığı anlarda ona eşik etmiş oluyoruz…
Çok çok çok yoğun duygularda: Duygusal ilkyardım
Duygunu kontrol et, hangi renktesin? Rengini kontrol et ve kendine uygun yöntemi seç:
Soğuk su ile yüz yıkamak
Nefes egzersizleri
Eğer mümkünse yürüyüşe çıkmak/koşmak/açık havada dolaşmak. Eğer mümkün değilse duvarı itme egzersizi, evde yoğun egzersiz (Zıplamak vb)
Sarılmak, ebeveyn ile fiziksel temas…
Pizza nefesi: Elinde bir pizza dilimi varmış gibi düşün. Önce pizzayı kokla ve ardından soğutmak için üfle…
Ejderha nefesi: Hazineni koruyan bir ejderha olduğunu hayal et. Hazineni çalmaya gelen birilerinin kokusunu alıyor musun diye bak, sonra ağzından ateş püskürtür gibi üfle…
Balon nefesi: Karnını bir balon olarak düşün. Elini karnının üzerime koy ve nefes alış-verişlerine karnının nasıl şişip söndüğüne bak. Burnundan derin bir nefes alıp balonunu şişir; 2 saniye bekle; balonun sönünceye dek ağzından nefesini bırak.
Çorbayı soğutmak: Sıcak bir kase çorbayı iki elinle tuttuğunu hayal et. Çorbanı soğutmak için yavaşça üfle… Bu egzersizi sakinleşene dek tekrarla…
Yumuşak bir nesneyi sıkmak: Bir bezi, pelüş oyuncağı veya yumuşak bir nesneyi sıkmak. Bu işlemi yaparken gözlerden lazer ışınları gönderir gibi yaparak hırlamak.
Derin bir nefes alıp, “vaaaaaağğğğrrrrr” diye kükreyip / gürleyip; sallanarak titreyerek nefesi bırakmak…
Son olarak, kronikleşmiş başa çıkılamayan durumları kendi özelinde değerlendirmek önemli ve bunun için uzman desteği almak faydalı olacaktır…
Keyifli okumalar💫
(Yukarıda bahsi geçen makale: Hastings, P. D., ve De, I., (2008). Parasympathetic regulation and parental spcialization of emotion: Biopsychosocial process of adjustment in preschoolers. Social Development, 17, 211-238.)
Uzm. Psk. Emine KAYA BİCAN