Olumsuz/istenmeyen davranışlar sergileyen çocuklarda cezalandırma neden işe yaramıyor? Klasikleşmiş şöyle bir anlayış var: Eğer ki ceza\yaptırım olmazsa şımarık çocuklar olacaklar, değil mi? Aslında değil. Bu anlayış muhtemelen ebeveynlikteki en büyük yanılgılardan birisidir.

Geçmiş yıllarda davranışları dönüştürebilmenin odak noktası ödül ve ceza olmuş ve bu düşünce tarzı üzerine ebeveynlik tutumları inşa edilmişti. İşe de yarıyor görünüyordu, caydırıcıydı, işlevseldi. Ceza görünürde işlevseldir de zaten. Şöyle düşünelim: Arabanızla hız yaparken veya kırmızı ışıkta geçerken yakalanırsanız para cezası ile cezalandırılırız. Bir polis arabası görürseniz, muhtemelen ayağınızı frene basar ve yavaşlarsınız (hız yapmıyor olsanız bile). Ancak polis arabası gözden kaybolduğunda hızınız tekrar artacaktır veya ışığı beklemeden geçeceksinizdir. Eğer ki trafikteki kuralı içselleştirmediyseniz ceza alsanız dahi, muhtemelen bir süre kuralı ihlal etmeye ara verecek, ancak sonunda tekrar hız yapacak veya kırmızı ışıkta geçeceksinizdir.

Kurala uyma ihtiyacı içselleştirilmemişse, kurallara sadece “cezalandırıcı/otorite figürü” (örneğin: polis ) oradayken uyarsınız. Aynısı çocuklar için de geçerlidir, siz (“cezalandırıcı“) oradayken bu davranışlardan kaçınacaklar. Ancak yalnızca cezadan kaçınmak için duruyorlarsa, siz orada değilken yapacaklarlardır.

——————————————————
Görsel alıntıdır.

Uzm. Psk. Emine KAYA BİCAN