Pek çok kez benim de paylaşımlarımda vurguladığım “rehberlik etmek” kavramı, yasak koyma veya sınırlama gibi olumsuz yöndeki uygulamalar gibi anlaşılsa da aslında daha olumlu uygulamaları içermektedir. Kısaca, yönlendirme ihtiyacı duyduklarında çocuklara duygusal veya davranışsal olarak yol göstermek şeklinde tanımlanabilir. Anne babalar bu anlamda birincil rol üstleniciler yani birincil rehberlerdir diyebiliriz…
🔸
Rehberliğin veya yol göstericiliğin olumlu şekilde yapılması çocukların verilmek istenen mesajı almaları ve geliştirmeleri gereken durumun aşama kaydetmesi adına önemli olmaktadır. Mesela yapılan uyarıların açıklamadan uzak, kestirme, emir kipleriyle donatılarak, olumsuz bir biçimde yapılması herhangi bir yön göstermekten ziyade tepkisellik şeklinde sonuçlanacaktır. “Çok çikolata yeme!” “Kardeşine vurma!” “Ders çalış!” vb daha niceleri… “Peki ama neden?” Neden çikolata yemesin? Ne hissetti ve ne oldu ki kardeşine vurdu? Kardeşine vurduğunda kardeşi ne hissediyor? Ders çalışmazsa ne olur? Neden çalışmıyor?
🔸
Rehberlik duygusal anlamda farkında olmayı, hissedilen duyguyu anlatmayı ve bu duyguya dair davranışsal açıklamaları da beraberinde getiriyor. Neyi neden hissetti. Ne yaptı ve bunun sonuçları ne oldu? Alternatif olarak ne yapılabilirdi? gibi soruların yanıt bulması rehberlik açısında önemli olacaktır. Sınırlar elbette ebeveynliğin bir parçasıdır, ancak konulan sınırların ifade biçimi, verilen mesajın çocuğa ulaşabilmesi adına önemlidir. Eleştirel, patron-vari direktiflerin yerine kendi duygularınızın dahil olduğu açıklamalar daha kalıcı, sürdürülebilir ve olumlu rehberlik/yol gösterme biçimi ile sonuçlanacaktır.

Uzman Psikolog Emine KAYA BİCAN

♣ Görsel alıntıdır.